23 Şub 2011

Futbol ve Misafir

"Önümüzdeki maçlara bakacağız" "Kendi maçlarımızı kazanmamız yeterli" "lig uzun maraton" "patates tarlası, çamur deryası"... Son zamanlarda futbol klişeleri yine sıkça karşıma çıkıyor.

"Futbolu tarafsız izleyici olarak severim ama haksız rekabete de gelemem. Bu yüzden, adı büyük diye geçen takımlara gıcığım." dedim. Demez olaydım.

Vay efendim ben Fener düşmanıymışım, Fener kaybetsin istiyormuşum. Hatta gizli Galatasaray taraftarıymışım... Bu ithamlar sevgili ev arkadaşım, misafirime ait. Bu yüce insan (Fenerli olduğu için kendini öyle görüyor) bana lütfedip birlikte maç izlermiş ama ben Fener'e laf edersem kavga edermişiz.

"Yahu ağabey, senin derdin sana büyük. Ben ufaktan kaçayım, kendi ufak dertlerime dalayım. Bu engin denizde ben yok olurum" demek istedim, diyemedim. Maçı birlikte izledik ve ben Fener'e bol bol laf ettim.

Bozuldu. Bozuldu ama büyüklüğünü de elden bırakmadı. Bana tepeden bakarak "nasıl kazandık?" imasında bulundu.

O sırada ben ümitsiz aşkımı, iş değiştirmeyi, ekonomik sıkıntılarımı ve dahası, içinden çıkamadığım şu ülke siyasetini düşünüyordum. Futbol izlemek ve bu misafir ile uğraşmak bir nebze içimi ferahlattı demeyi çok isterdim.

Ben mi fazla ciddiye aldım hayatı, yoksa futbol gerçekten ciddi bir olgu mu? Tırstım bu sorudan şimdi, iyi mi?